4 Ekim 2013 Cuma

Cenevre, 10 Aralık 2007 GURBETTEE AKŞAM Kararınca hava, basıyor hüzün Ah şu gurbette akşam olmasa Güneş batıp, aydınlıklar bitince Ah şu gurbette akşam olmasa Her gün bu dertler içimi yarar Geçti ömrüm hep ettim zarar Bu garip ellerde seni kim sorar Ah şu gurbette akşam olmasa Gurbet adamı inim inim inletir Seni tek başına yolda söyletir Ağlatır, sizlatır, gönül kabartır Ah şu gurbette akşam olmasa Çekilmez gurbetin ne edası ne nazı Kırıktır çalınmaz gurbetin sazı Zehirden acıdır, gurbetin sözü Ah şu gurbette akşam olmasa Ne şakası vardır ne de yarenlik Gurbette dostluk sadece günlük Akşam olur basar kara karanlık Ah şu gurbette akşam olmasa Ben Gürbüz'üm acı acı söylerim Gurbetteymiş benim meğer kaderim Çeker memlekete ben de giderim Ah şu gurbette akşam olmasa Cenevre, 23 Şubat 2008 HAL KALMAMIŞ Bakın bunun haline Ömür geçmiş gün kalmamış Hep saçları beyaz olmuş Gözlerinde hal kalmamış Geçmiş ömrü bir çağ gibi Oturuyor bir dağ gibi Ömrü kaymış bir yağ gibi Ömür geçmiş hal kalmamış Fer kalmamış dizlerinde Nur kalmamış gözlekinde Kuşlar ötmez yazlarında Bahar bitmiş yaz kalmamış Fidan gibi boyundan Şüphem yoktu soyundan Gah halayda, gah oyundan Oyun bitti, hal kalmamış Aslan idi bir kuş olmuş Sinek kaplanı mı boğmuş Hazan vurmuş yaprak solmuş Dallarında gül kalmamış Cenevre, 5 Ocak 2008 BİR İLAÇ OLDA ÖYLE GİT Sen düşürdün beni bu hale Derdime bir ilaç olda öyle git Yıllarım geçti, sanki zindanda Derdime bir ilaç olda öyle git Ağlamakla kalmadı gözümde yaş Ne talihsizmiş bendeki bu baş Yerinden oynadı asırlık bir taş Derdime bir ilaç olda öyle git Senin derdin etti baksana verem Bir canım var onu da sana mı verem Hangi derdimi, ben sana diyem Derdime bir ilaç olda öyle git Üç günlük dünyada görmedim huzur Huzurun hali sizce bu mudur Yaptığın ancak düşmanda olur Derdime bir ilaç olda öyle git Gürbüz dertleriyle kaldı baş başa Yine talim etti gözdeki yaşa Umarım içine insanlık düşe Derdime bir ilaç olda öyle git Cenevre, 1 Aralık 2007 SENİN MALIN DEVLETİN Ey dünya ben ki san doymadım Ne yapacam senin, malın devletin Bazen güldürdün, çok kez ağlattın Ne yapacam senin, malın devletin Elli beşyıl sende görmedim düzen Kimine iyi, kimine kötü gün yazan Üstünde yaşıyanların hep sana kızan Ne yapacam senin, malın devletin Kimini vurdun yerden yere sürdürdün Kimini kral ettin başucuna kondurttun Koca aslanları, serçelere yondurdun Ne yapacam senin, malın devletin Kimine mal verirsin, ölçü bilmezsin Kimini aç öldürür, değer vermezsin Kimini sakat edersin, onu görmezsin Ne yapacam senin, malın devletin Nice Dadaloğlu Pirsultanlar geçmiştir Köroğlu, Karacaoğlan suyun içmiştir Emrah ile Veysel toprağına düşmüştür Ne yapacam senin, malın devletin Gürbüz der anlatsamda bilmezsin Hacıları, dervişleri sevmezsin Koca Atatürk'ü yedin yine doymazsın Ne yapacam senin, malın devletin Cenevre, 5 Aralık 2006 NİYE BENİ DİNLEMEDİN GÜZELİM Güllerim soldu, bahar yaz iken Kayıp oldu ümitlerim, var iken Dertlerim çoğaldı, bundan az iken Niye beni dinlemedin güzelim Ağlarım sızlarım, geceden gece Çekilmez bu dertler, yüceden yüce Dünyada bitmiştir, bence eğlence Niye beni dinlemedin güzelim. Ben anlattım, sen anlamadın Ben güldürdüm, sen güldüremedin Benim arzularım, bir bilemedin Niye beni dinlemedin güzelim Gel gidelim dedi, bir gelemedin Git uzağa dedim, bir gidemedin Çıkartın alları,kara giydirdin Niye beni dinlemedin güzelim Gürbüz akar gözüm, kanı durmuyor Hasretim sana,gözüm doymuyor Yaralı kalbim, kimse bilmiyor Niye beni dinlemedin güzelim. Akbük 20 Ağustos 2006 Akbük'te evimin önünden çalınan ağaç için yazılmıştır. Benim ağacım çok güzeldi nettiz ağacım ağacım Yaprakları yeşil boyaydı Nettiz ağacım ağacım Ağacımı alıp, nere attız? Kökünden çay mı yaptız ? Yaprağını salataya mı kattız? Nettiz ağacım ağacım Benim ağacım dal dal idi Yaprakları al al idi Karıncaların yaylasıydı Nettiz ağacım ağacım Ağacım hangi yöne attız? Sanki o gece rahat yattız? Kökünü kazdız, gövdeyi nettiz? Nettiz ağacım ağacım Benim ağacım her yıl büyürdü Balkondan beni görürdü Selam verir, esas dururdu Nettiz ağacım ağacım İyiyi kötüye mi kattız? Hangi marangoza sattız? Masa, yoksa sandalya yaptız? Nettiz ağacım ağacım Paraz yoktu alamadız Gezdiz tozduz göremediz Başka ağaç bulamadız Nettizi ağacım ağacım Benim ağacım yıllardır durdu Karıncalar yuva kurdu Kadir amcı kireç sürdü Nettiz ağacım ağacım Benim ağacımı neden aldız Ben ektim sizler çaldız Bilmem hangi nanköre kandız Nettiz ağacım ağacım Akbük'te rüzgar ters mi esti Benim ağacımı kökünden kesti Bu yalanlar nerden esti Nettiz ağacım ağacım Ben deryalar gibi çağlarım Görmedim ağacım ağlarım Bilsem ağacımı kıranı boğarım Nettiz ağacım ağacım Siz insanlığa kanasız İnsanlık için bir belasız Ağacım gibi yanasız Nettiz ağacım ağacım Bu ne kindir bu ne nefret Rüzgarda mı vardır bir hiddet Tüm ağaçlar yerinde benimkinde kısmet Nettiz ağacım ağacım Benim ağacım çok dallıydı Saat dörtte alı güllüydü Gölgesinde çay içilirdi Nettiz ağacım ağacım Benim ağacım sakin dururdu Ben su veririm o gülerdi Beni güneşten korurdu nettiz ağacım ağacım Ağaç kesen iflah olmaz Yatacak yer bulamaz Musalla taşına kimse gelmez Nettiz ağacım ağacım Dallarına figan kondu İnanmak isterim rüzgar kırdı Kökünü de yılan yedi Nettiz ağacım ağacım Sen ağaç değil sanki etsin Seni kesenler Allahından bulsun Yiyerken de bağazlarında kalsın Nettiz ağacım ağacım Ağacımı kırıp oydunuz İnşallah buna doydunuz Ağacım yerine tabela koydunuz Nettiz ağacım ağacım Gürbüz ağacına yanar Kim ne dese ona kanar Şimdi kuşlar nere konar Nettiz ağacım ağacaım. Cenevre, 14 şubat 2001 Sevgililer günü için eşime yazdığım şiir SEVGİLİLER GÜNÜ Düşündüm taşındım sevgilim bugün Sevgini bir güne sığdırımadım Anıldım yoruldum aşındım bugün Sevgini bin güne sığdırımadım Topladım kendimi getirdim güce Haftalar aylar yanında nice Gündüz hayalim, rüyamsın gece Sevgini günlere sığdırımadım İhtiyarlık bize vermez mola Gezelim seninle sevgilim kol kola Ne gece ne gündüz ne de yüz yıla Sevgini yüz yıla sığdıramadım Gürbüz söyler sana sözün doğrusu Sevgi dediğin hakkın vergisi Kalbimin içinde yerin hepisi Sevgini asırlara sığdıramadım Cenevre Ekim 2005 NE İSTİYORSUN Sevgilim seherden aldım nameni Olmayan bağımdan nar istiyorsun Meteliğe muhtaç oldum gör beni Benden ucu görünmez mal istiyorsun Seni sevdim başka bir yar etmedim Sevgine sadıkım inkar etmedim Yaşım ellibeş oldu hiç kar etmedim Bundan sonra benden kar istiyorsun Dökülmüş gazelim bak budağım yok Od düştü şehrime bir otağım yok Ne dikili bir ağaç, ne bir bağım yok Bağları irem'den nar istiyorsun Gürbüz'üm derki yarap nideyim Yoktur rahat bir yer karar edeyim Kabeyi, Kübrayı mekan edeyim Arafat dağından kar istiyorsum. ÜLKEMDEKİ ANARİŞİSTLER İÇİN Hey akılsız sizi kahpe anarşist Milenyum çağında yaza benzersiz Çok zalim kesildin mazluma karşı Nem almış çürümüş beze benzersiz Ne istersin kadın kız ve bebekten Ancak bu beklenir sizin gibi ödlekten Farkınız yok uyuz olmuş köpekten Tüyleri yonulmuş, kaza benzersiz Dünya lanetliyor sizi görünce Sahip çıkan yok pis bedeniniz ölünce Bir de yakanızı ele verince Zemheride donmuş, muza benzersiz Bu vatan yadigar bize ATA'dan Gelin dönün yanlış giden rotadan Bir gün varlığınız kaybolacak ortadan Baharı görmeyen, güze benzersiz Dedeniz duşmana mermiyi attı Bu vatan için sipere yattı Sonradan ananız sizi piçmi töretti On kocadan dönmüş, kıza benzersiz Üç kıtaya hakim olmuş bu devlet Bre vicdansızlar bu nasıl gaflet Bir Gürbüz değil Türkiye ediyor nefret Mangalda yanmış kuru, köze benzersiz